Bu baştaki “amel” dediğimiz mesele, işin ilk basamağıdır. Bir şeye ilk adım, son adım adına çok önemli bir faktördür. Kötülük de öyledir; kötülük adına atılan bir adım, başka kötülüklere de kapı aralamış olur. Bir kere yalan söyleyen, her zaman söyleyebilir; bir yönüyle, yalana karşı kapıyı aralamış
halı seçerken kaliteli olduğunu bariz şekilde fiyatından anlarız ancak şuanda halı firması öner desende baka kalırım. Alıntı Cevapla Tepkiler: BüLAnTH , Algın , Web ve 256 diğerleri
İntihara meyilli kişilerin davranış veya düşüncelerinde genel olarak bu noktalar ön plana çıkmaktadır: İntihar etmeyi düşünen bir arkadaşınız intihar ile ilgili düşüncelerinizi veya nasıl intihar edileceğini size sorabilir. Karşınızdaki kişi bu davranışıyla intihar etmenin kabul görüp görmeyeceği ile ilgili
Türklerin İslamiyet'i kabul etmeleriyle birlikte Türk edebiyatı da ciddi bir değişim geçirmiştir.başlar. Her yazar kendi elinden çıkanın güzel, kendi düşündüklerinin doğru olduğuna inanır. Hangisi saf (öz) şiir anlayışının temsilcilerinden değildir? I. Ömer Naci II. Ahmet Haşim III. Hamdullah Suphi Tanrıöver IV.
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde “bana dua edin size cevap vereyim” ( mü’min,60) buyurmaktadır. Bazıları bu ayet-i kerimeyi öne sürerek şöyle demektedirler: madem Allah “bana dua edin bende kabul edeyim” demiştir. Neden çokça dua ettiğimiz halde bazıları kabul edilmiyor. Bu hususta alimlerimiz ittifakla bu ayette Allah
lykLnHp. 10 Ekim 2021, 2140 Hacı Hasan Bir kimse hem günah işliyor hem de namaz kılıyormuş. Peygamber efendimize sormuş, peygamber efendimiz günahları terk et demiyor, namaza devam diyor. Zamanla namazın o günahlardan vazgeçireceğini söylüyor. Peygamber efendimizin bu sözlerinden yola çıkarak eğer boş şeylerden uzak duruyorsak,tevbe ediyorsak,yetimi itip kakmıyorsak,yoksulu doyuruyorsak kısacası günahlardan uzak duruyorsak namazlarımız kabul oluyor demektir… Selam ve dua ile… Hacı Hasan…Cevap Kıldığımız Namazın Kabul Olduğunu Nasıl Anlarız. Buyrun bir bakın… Candle namazın kabul olup olmadığı sadece Allah bilir Hacı Hasan sizlerden yanlış bilgi verdiğim için af diliyorum. Konunun başlığı Namazımızı Doğru Kıldığımızı nasıl Anlarız ? idi. Konuyu nasıl kapatıcağım ???Cevap Kıldığımız Namazın Kabul Olduğunu Nasıl Anlarız. Buyrun bir bakın… Fetva Meclisi Hacı Hasan isimli üye yöneticiler dışında Konuyu kapatma hakkına kimse sahip olmadığı için konunuzu kapatamassınız. kalın selametle…. Hacı Hasan yalnız benim yaptığım şey Resulullah efendimizin ve Onun dört halifesinin zamanlarında dinde olmayan bir inanışı, bir işi, bir sözü ortaya çıkarmak ve böyle bir bozukluğu yaymak ve bundan sevap beklemek yasak edilen bid’at olur. lütfen yetkililer konuyu kapatırsanız sevinirim Selam Ve Dua İle… Fetva Meclisi Değerli kardeşimiz Konunun kapatılacak gibi herhangi bir durum söz konusu değildir. Yazmış olduğunuz yanlışlıklar yönetici kardeşlerimiz tarafından düzeltilmiştir. Hacı Hasan Kıldığımız namazın kabul olup olmadığını Allah’tan başka kimse bilemez. Hacı Hasan ama bende düzeltilmiş rahat etmiyor lütfen 🙁 Fetva Meclisi Hacı Hasan İsimli üye kardeşimiz. 24 saat kontröllu olarak mumsema yönetimi elinden geldiği kadarı ile kuran ve sünnet çizgisinde hareket etmek için çaba sarf etmektedir. Kuran ve sünnet’e ters düşen kişiler veya yazıları tamamen forumdan silinmektedir. Yaptığız hata düzeltilmiştir. İçiniz rahat olsun kalın selametle. mumsema yönetimi Hacı Hasan çok çok teşekkür ederim. peki bu yaptığım yanlış bilgilendirme bid’at sayılırmı ? bilgilendirirseniz çok makbul geçersiniz… islamyolu tamam orası zaten öylede. işte Peygamberimiz SAllahu aleyhi ve sellem efendimizden hacı hasan kardeşimiz Hadisi şerif getirmiş. vede çok faydalı oldu. biz bilemeyiz Namazımızın kabul olup olmadıgını. Ama o namaz bizi günahlardan alıkoyuyorsa. Anlaşılıyorki Namazımız kabul olunuyor. Hadisi şeriftede bu anlatılmak isteniliyor. Hacı hasan kardeşim sen yanlış bir şey dememişin ki. yazılarını silsinler. Yazıların baştan sona doğru. vede çok bilgilendirici. Ellerine emegine sağlık. Allah razı olsun. Hacı Hasan Teşekkürler. Allah senden ve hepimizden razı olsun. namazın kabul olduğunu nasıl anlarız, namazımızın kabul olduğunu nasıl anlarız, namazın kabul oldugunu nasıl anlarim Forum Duası Copyright © 2007-2021
“Hak” rumuzlu okuyucumuz “Namaz kılarken kaçıncı rekâtta olduğuma dair sürekli tereddütler yaşıyorum. Ne kadar dikkat edersem edeyim son anda bir dalgınlıkla yine de tereddüt içinde kalıyorum. Hâlbuki namaza ne kadar dikkat etmem gerektiğini de bildiğim halde böyle oluyor. Bazen kendi kendime son rekâta kalkarken çözüm olarak içimden iki defa Allahü ekber diye tekbir getiriyorum bunun bir mahzuru olur mu? Sık olarak, kaçıncı rekâtta olduğu konusunda tereddüde düşen kişi ne yapmalıdır? Sizce bu konuda kesin çözüm nedir? Ne yapılabilir?” İster ibadet içinde, ister ibadet dışında olsun, hata kulun süsüdür. Hataları affetmek de Rabbimizin şanından ve sıfatlarındandır. Şeytan kendisi af yoluna başvurmadığı için, bizim de hatalardan sonra affedici bir Rabbimiz olduğunu hatırlamamızı istemez. Bizim namazımızın fesada gittiğini ve bozulduğunu telkin eder. Böylece vesveselerimizi arttırır ve namazdaki huzurumuzu bozar. Biz namazda; “Aman, hata yapmayayım”, “Eyvah! Namazım fesada gidecek!” dedikçe şeytana dayanılmaz bir fırsat vermiş oluruz. Vesvesemiz artar. Şüphe ve tereddüt çıkmazına düşeriz. Bu da ibadet hayatımıza zarar verir. Bizi ibadetten soğutur. Keza, hatâ ve kusur bizim kulluğumuzun mührüdür. Allah’ın Ğafûr Çok bağışlayan, Ğaffâr Sürekli bağışlayan, Afüv Affeden, Tevvab Tevbeleri kabul eden isimleri bizim hatâ yapmamızı gerekli kılarlar. Çünkü bu isimlerin şemsiyesini ancak hatâ yapınca üzerimizde hissederiz. Hatâsız ve kusursuz olsak Allah’ın bu güzel isimlerini bilemeyeceğiz, tanıyamayacağız, kavrayamayacağız. Adım başı hata yapıyoruz! Böylelikle adım başı Allah’ın affedici ve bağışlayıcı olduğunu hatırlıyoruz, yaşıyoruz, kavrıyoruz, tanıyoruz! Allah’ı tanımaktan büyük nimet ve ihsan bulunabilir mi? Her hatada Allah’ı hatırlamak, her kusurda Allah’ı anmak, Allah’a dönmek ve Allah’a sığınmak ne büyük bir nimettir! Hazret-i Âdem Aleyhisselâm ile muhterem eşi hata yaptılar, fakat hiç vakit kaybetmeden, “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik! Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz elbette hüsrana düşenlerden oluruz!” 1 diyerek Allah’a sığındılar. Allah’a tövbe ettiler. Allah da onların tevbelerini kabul Hazret-i Yunus Aleyhisselâm bir hata eseri, öfkelenerek kavmini terk etti. Ardından kendisini balığın karnında buldu. Hata ettiğini anladı ve Allah’a sığınmaya, tövbe etmeye başladı “Allah’ım! Senden başka ilâh yoktur! Seni her türlü noksandan, kusurdan ve batıl düşüncelerden tenzih ederim. Beni bağışla! Ben kendime zulmedenlerden oldum!” Allah da duasını kabul buyurdu ve onu içinde bulunduğu sıkıntıdan Bütün bunları hatayı teşvik etmek için hatırlatmıyorum! Hatalara karşı telâşa kapılmamızın gerek olmadığını vurgulamak, telâşın vesveseyi arttırmaktan başka işe yaramadığını hatırlatmak istiyorum. Ve hata yaptığımızda kendimizi hırpalamamak için yazıyorum. Çünkü vesvesenin zarar verici ısırmalarından uzak kalmamız gerekiyor. Hata yapınca her şeyin bittiğini düşünmememiz gerekiyor. Bilhassa kasıt taşımayan ibadet hatalarının, bizi riyadan uzaklaştırmak ve Allah’a sığındırmak gibi işlevleri bulunduğunu hatırlayıp, üzülmek ve korkmak yerine, sevinç ve şükür içinde biraz dikkat etmemizin yeterli olduğunu kavramamız gerekiyor. Her hatanın bir telâfisi vardır. Peygamber Efendimiz asm namaz hatası konusunda buyurmuştur ki “Biriniz namazı dört rekât mı, yoksa üç rekât mı kıldığında şüpheye düşerse, içinden şüpheyi atsın ve kesin bildiğine göre davranıp namazını tamamlasın. Selâm vermeden önce iki secde yapsın. Eğer beş kılmış ise, bu secdeler namazına şefaatçi olur. Eğer namazını tam kılmış ise, bu secdeler şeytanın uzaklaştırılmasına vesile olur.”5 Şu halde namaz esnasında kaç rekât kıldığımızı unuttuğumuzda; namaza ara vermeden düşünürüz, galip kanaatimize göre hareket ederiz. Galip kanaatimiz belirmemişse, azında bulunduğumuzu kabul ederiz. Buna göre namazımızı tamamlarız. Sonunda sehiv secdesi yaparız. Meselâ dört rekâtlı bir namazda üçüncü rekâtta mı, dördüncü rekâtta mı olduğumuzu unutmuşsak, galip kanaatimiz de yoksa azında bulunduğumuzu, yani üçüncü rekâtta olduğumuzu kabul ederiz. Bu kabul üzerine namazı tamamlarız. Sonunda sehiv secdesi ile Allah’ın af ve merhametine sığınırız. Son rekâta girerken iki defa tekbir getirmekte bir sakınca yoktur. Dipnotlar 1- A’râf Sûresi 23. 2- Bakara Sûresi 37. 3- Enbiyâ Sûresi 87. 4- Enbiyâ Sûresi 88. 5- Buhârî, Sehv, 6,7. Benzer konuda makaleler
Yarım tatlı kaşığı el kremi, yarım tatlı kaşığı su, 1 tatlı kaşığı kil ve 1 tatlı kaşığı mısır unu karıştırılır. Hazırlanan karışım cilde uygulanıp 2 dakika ovulur. Sonra tekrar ovularak temizlenir ve yıkanır. Bu sayede cildinizdeki ölü hücreler yok Pütürler neden olur?Alın bölgesinde oluşan sivilceler genellikle uyku düzeninde sorunlar yaşanması, beslenme alışkanlıkları ve sindirim sistemi bozukluklarından dolayı meydana gelebilir. Vücudumuzdaki sebum sağlayan yağ bezeleri tıkandığında ne yazık ki sivilce ve siyah noktalar Pütürler neden olur?Yüzde pütürleşme bazen egzama, rozesea gibi cilt rahatsızlıkları sonucu ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar mevcut olduğunda ne yazık ki kaşıntı da meydana gelir. Bazen toz, aşırı güneş, soğuk ve kuru hava, klima gibi faktörlerin etkisi ile yüzde pütürcükler Pıtırcıklar nasıl geçer?Ciltteki Kabarcıklar Nasıl Tedavi Edilir?Bölgeyi sabun ve suyla veya buz torbası uygulaması şişliği ve rahatsızlığı azaltmaya yardımcı temiz ve kuru tutun. … Kabarcık patlarsa, bölgeyi temiz tutmak için bir bandaj veya pansuman pütür sivilce neden olur?Deri altına çıkıntı gibi durur, sivilce değildir, sıksanız çıkmaz. Bu pütür kıl köklerinin “tıkanarak” gözenekte ölü hücrelerle birlikte birikmesidir. Peki, “neden kıl kökü tıkanır” derseniz, fazla yağ üretmekten tıkanır!Alında çıkan Pütürler nasıl geçer?Alın sivilcelerini geçirmek için sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere cildini yüz yıkama jeliyle temizlemelisin. Sivilceli ciltler için yüz yıkama jeli, cildinin sebum dengesini düzenler ve yağlanmayı kontrol altına alır. Cildini temizledikten sonra nemlendirici uygulayarak cildini koldaki pütürler neden olur?Keratosis Pilaris yani ciltte oluşan tavuk derisi görünümü genellikle üst kollarda, bacaklarda, yanaklarımızda veya kalçamızda görülür. Pürüzlü cilt görünümü aslında kıl köklerini tıkayan ölü hücreler nedeniyle oluşur. Genellikle bu pürüzler beyaz, kırmızı veya kahverengi tonlarında karşımıza cilt için ne yapılmalı?Cildinizi Pütür Pütür Yapan Kış Mevsiminin Zararlarından Korumanıza Yardımcı 12 ÖneriHer fırsatta nemlendirici kullanın. Ne kadar sıra dışı bir öneri, değil mi? … Yüz kreminizi değiştirin. … 3. Katmanlar oluşturun. … Sabahları yüzünüzü sadece suyla yıkayın. … Korunun. … Bol su için. … 7. Odanızı nemlendirin. … 8. Maske yapın.
Değerli kardeşimiz, "Allah, sadece kendisinin rızası için olmayan bir amelden başkasını kabul etmez." Nesâî, Cihad, 24 hadisi gereğince, konuyu birkaç madde halinde açıklamakta yarar vardır İbadetin bir şekil yönü bir de battını / iç yönü yönü vardır. Bilindiği üzere, fıkıh, amellerin ve muamelelerin zahirine bakarak hüküm verir. Onların batınlarıyla, iç kısımlarıyla ilgilenmez. “İşin zahirine göre hüküm verip, batınını / gizli olan iç durumunu Allah’a havale ederiz.” prensibine uygun olarak hareket eder. Bunun manası şudur Fıkıh, bir farzın ilmen kabul edilen şartlarına bakarak onun sahih olup olmadığına karar verir. İnsanlardan gizli olan işin iç kısmıyla ilgilenmez, ilgilenemez. Mesela, bir namazın şartlarına uygun kılındığı halinde onun sahih olduğuna karar verir. Fakat bu karar o namazın gizli olan -iyi, kötü- niyet sebebiyle makbul olup olmadığını bilemez ve o konuda hüküm veremez. Hadislerde şirk-i hafi olarak ifade edilen riyakârlığa dikkate çekilmesi, işin fıkhî boyutunu değil, Allah katındaki değerlendirmeye dikkat çekilmiştir. Mesela, bir insan namazın herhangi bir şartını yerine getirmediği takdirde onu gören bir kadı efendi -şeriatın zahirine bakarak- namazını yeniden kılmasını ister, fakat şartları yerine getirilen bir namazın içinde gösteriş yapıldığını bahane ederek bunu isteyemez. Nitekim, Hz. Peygamber tadil-i erkâna riayet etmeyen bazı kimselerin yeniden namazlarını kılmalarını -hatta bunu üç defa kıldırdığını- gösteren rivayetler vardır. Çünkü burada hükmün zahiri çiğnenmiştir. Halbuki, zahiri şartlarına riayet ederek namaz kılan ve gerçekte namazın farz olduğuna bile inanmayan münafıklardan -onları bildiği halde- namazlarını yeniden iade etmelerini istememiştir. Çünkü bu konu gizlidir, kişi ile Allah arasında kalan bir sırdır. Bir kadı efendi kalkıp da onlarla “târiku’s-salat / namazı terk edenler” muamelesini göremez. Ahirette elbette hükmünü Allah verecek ve münafıkların bütün ibadetlerini boşa çıkaracaktır. İşte bazı hadislerde söz konusu edilen ve “Şüphesiz Cenab-ı Allah sadece kendisi için ve kendisinin rızası için olmayan bir amelden başkasını kabul etmez.” manasına gelen rivayetlerin anlamı budur. İşin özeti şudur İslam’a göre, gerçekte gizli olarak kâfir olduğu halde dışa yansıyan yüzüyle, lisanıyla “mümin olduğunu söyleyen” kimse, dünyada mümin muamelesini görür. Ahirette ise kâfir muamelesini görür. Şartlarına uygun namaz kılan kimse, dünyada namazını kılmış bir mümin olarak değerlendirilir. Eğer kıldığı bu namazı tamamen gösteriş olarak kılmışsa, ahirette namaz kılmamış kimsenin muamelesini görür. Ebu Hureyre’nin Resulullah asm’dan aktardığı bir kudsî hadis-i şerifte bu gerçeğe işaret edilmiştir “Allah buyurdu ki; 'Ben ortakların en zengin tarafıyım. Kim yaptığı bir amelde benimle beraber başkasını da ortak etmişse, onu şirkiyle bir rivayette ortak koştuğu şerikiyle baş başa bırakırım.'” Müslim, Zühd, 46. İmama Nevevî’ye göre, bu hadisten anlaşılan; sadece riyakârlık için ibadet eden kimsenin ameli kabul olmayacak ve sahibi de -sevap kazanması şöyle dursun- günah kazanacaktır.Nevevî ilgili hadisin şerhi İbadetlerin şekil olarak geçerli olması için, o ibadetin farzlarının tam yapılması gerekir. Mesela, namaz kılarken farz olan secde yapılmazsa namaz geçerli olmaz. Selam ve dua ile...Sorularla İslamiyet
Resullulah Efendimiz bir hadisi şerifte; “O öyle bir duadır ki mutlak kabul olur.” diye buyurdu. Ashap; “O nasıl duadır, Ya Resullulah?” diye sorunca, “Günahsız bir ağızdan yapılan duadır.” diye buyurdu. Ashap; “Ya Resullallah, hepimizin günahları var” diye endişelince, Resullullah Efendimiz; “Bu dua bir müminin başka bir mümin için yaptığı duadır,” dedi, ayrıca Allah’ın Resulü; “Dua müminin silahıdır.” diyor. Resullullah Efendimiz; “Dua ederken ellerinizi omuz hizasında kaldırın.” buyurmaktadır. Öncelikle ellerimizi doğru bir şekilde kaldırmalıyız. Sonra duamızın başında ve bitiminde mutlaka salavat getirmeliyiz. Çünkü; Resullulah Efendimiz başka bir hadisi şerifte; “Bir duanın kabulünü istiyorsanız, iki salavat arasına koyun” buyurmaktadır. Salavatı “Allahümme salli ala Seyyidina Muhammedin ve ala ali Seyyidina Muhammed” şeklinde getirmemiz daha eftaldir. “Ve ala ali” diye Resullulah Ehlibeyt’ine de salavat getirilmez ise salavat eksik kalır. Salavat duayı Mevla’mıza taşıyan kargo gibidir. Mutlaka duamızın başında ve sonunda salavat getirmeliyiz. Şöyle düşünelim, bir resmi daireye dilekçe göndersek tarih, isim, imza en ufak bir eksik olsa dilekçemiz kayda bile sokulmaz. Bizim alemlerin Rabbine ihtiyacımızı bildiren dilekçe olan duamız eksik olsa, muradımız hasıl olur mu bir düşünelim! Yağmur duasına çıktıklarında etraftakiler Hz. Ömer’in sürekli tövbe ettiğini işittiler. Dayanamayarak, “Ya Emiril, müminin, biz yağmur duasına çıktık, sense tövbe ediyorsun!” diye sordular. “İyi de ben Allah’ın ihsan kapısını çalıyorum!” diye cevap verdi Hz. Ömer. Salavat getirdikten sonra; “Estağfirullah el azim, estağfirullah el azim” diye biraz tövbe istiğfar etmeliyiz. Ardından Alemlerin Rabbi olan Cenabı Hakk’ın; “Ben’i çokça zikredin.” buyruğunu yerini getirip, biraz zikir yapıp ardından dua etmeliyiz. Ancak dua ederken, mümin anne babamıza tüm müminlere mutlaka duamızda yer vermeliyiz. Sonra meşru olan her türlü muradımızı Allah’tan dileyip, her türlü sıkıntımız için Mevla’mızdan yardım dileyebiliriz. Duamız bitince duamızın başındaki gibi “Allahümme salli ala Seyyidina Muhammedin ve ala ali Seyyidina Muhammed” diyerek duamızı bitirebiliriz. duanasıledilir duaetme kabuledilendua eftadua salavat salavatınfazileti
namazımızın kabul olduğunu nasıl anlarız