EditörünSeçtikleri. Barış Manço'nun Ölümünün 22. Yılı. Barış Manço'nun Ölümünün 22. Yılı. 1 Şubat 2021. A- A+. Türkiye'nin yetiştirdiği önemli sanatçılardan biri olan, yalnızca Türkiye'de değil, yurt dışında da yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Barış Manço'nun vefatının üzerinden 22 yıl barışmanço, kariyerinin en başlarında amerika ve avrupa'da yapılan rock müziği türkiye'ye getirmeye çabaladıktan sonra kendi müziğini de yurt dışına duyurmak için çok çabaladı. 1970'lerde türkiye'de ününün zirvesindeyken İlkyıllarında kısa saçlı olarak sahneye çıkan Barış Manço, Türkiye'de herkesin hafızasına kazınan imajını da yavaş yavaş oturtmaya başladı. Uzun saçları, otantik kıyafetleri, bilezik, yüzük, kemer ve tiyatral yetenekleriyle ilgi çekti ve kabul gördü. Barış Manço, ilk uzun çaları (LP) "2023"ü, 1975'te çıkardı. Yenibir hayat, yeni bir ders sizi bekliyor ! Hem de orta öğretimde hiç sevmedikleri veya sevemedikleri bir ders vardır karşılarında, Yabancı Dil Eğitimi - İngilizce! Yıllarca Moda denilince akla gelen Barış Manço'nun evi aslında mimari olarak da sıradan bir ev değil. Öncesinde bir İngiliz tarafından özenilerek inşa Bundan14 yıl önce 1 Şubat 1999 da Bariş Manço aramızdan ayrıldı. Aramızdan ayrılışının 14. yılında onu hayır ile yad etmek istiyorum. Barış Manço hakkında yazacak o kadar çok şey var ki, benim ne kalemim, ne sayfam yetmez onu anlatmaya. Kısaca bahsedeyim.1943 yılında İstanbul'da doğan ve müzisyen bir anneden gelen Bariş Manço ansiklopedide 'Türk pb4WEt. Anadolu rock müziğinin öncü isimlerinden unutulmaz müzisyen Barış Manço, sevenleri tarafından doğum gününde anılıyor. Seneler önce hayatını kaybeden sanatçının babası İsmail Hakkı Manço ve annesi Türk sanat müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık olarak bilinmekte. Ayrıca Manço'nun ziyaretçi akınına uğrayan Kadıköy Moda'daki evi, adresi üzzerinden sanal turla online şekilde gezilebiliyor. İşte Barış Manço'nun hayatı... BARIŞ MANÇO KİMDİR? 2 Ocak 1943 tarihinde İstanbul'un Üsküdar ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası İsmail Hakkı Manço ve annesi Türk sanat müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık'tır. Anne ve babası henüz 3 yaşındayken ayrılan Barış Manço, çocukluğunu babasının yanında geçirmişir. Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu'nda başladığı eğitimine Galatasaray Lisesi'nde devam eden usta sanatçı, babasının vefatı sonrası Galatasaray'dan ayrıldı ve eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamlamıştır. Barış Manço, ilk müzik grubunu ise 1958'de Galatasaray Lisesinde okurken, 'Barış Manço ve Kafadarlar' adıyla kurmuştur ve ilk bestesini 'Dream Girl' adıyla çıkarmıştır. Sevilen sanatçı, müzik hayatındaki ilk konserini de yine Galatasaray Lisesi'nin konferans salonunda vermiştir. 'Harmoniler' isimli grubuyla 1962'de ilk 45'lik plağını çıkaran ünlü şarkıcı, henüz 19 yaşındayken yayımladığı bu albümde, İngilizce sözlü 'Twist in USA' ve 'The Jet' isimli iki parçayı yayınlamıştır. Usta sanatçı, bu albümün ardından bir yıl sonra Belçika'da bulunan ağabeyi Savaş Manço'nun yanına gitmiş ve Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydolmuştur. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Manço, bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk gibi işlerde çalışmıştır. Yabancı müzisyenlerden oluşan 'Vahşi Kediler' grubuyla da bir süre çalışan Manço, 1964'te doldurduğu biri İngilizce, ikisi Fransızca üç şarkılık 45'liği Fransa'da yayımlanmıştır. 12 Ocak 1965 tarihinde Paris Olympia Konseri'ni veren sanatçı, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in öncülüğündeki 'Kaygısızlar' grubuyla 1967'de 'Kol Düğmeleri'ni çıkarmıştır. 'Altın Plak' ödülü kazanan Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa'ya gitmiştir. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmemiş ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran Barış Manço, 1970'te yurda dönüş yapmıştır. Kısa bir evlilik yapan Barış Manço, daha sonra 1979'da Lale Çağlar ile evlenmiştir ve çiftin 'Doğukan Hazar' ve 'Batıkan Zorbey' ismini verdikleri iki oğulları olmuştur. Usta sanatçı, sinema filmi olarak sadece yönetmen Oksal Pekmezoğlu'nun 1975'te çektiği 'Baba Bizi Eversene' filminin başrolünde yer almıştır. Barış Manço, yaklaşık 15 sene boyunca planladığı '7'den 77'ye' programı projesini, 1988'de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı ve çocuklara öğütler verdiği 'Adam Olacak Çocuk', yaşlılara saygının önemine dikkati çektiği 'İkinci Kahvaltı', dünyayı dolaştığı 'Dönence' ve Türkiye'yi dolaştığı 'Dere Tepe Türkiye' gibi bölümleri olan programı, TRT 1, TGRT ve ATV'de 1988-1998 seneleri arasında 10 sene boyunca her pazar öğleden önce yayımlanarak, güç bir rekora imza atmıştır. BARIŞ MANÇO NEDEN VEFAT ETTİ? Usta sanatçı Barış Manço, 31 Ocak 1999 Pazar günü saat civarında İstanbul Kadıköy Moda semtindeki evinde kalp krizi geçirmiş ve kaldırıldığı Kadıköy Siyami Ersek Göğüs-Kalp-Damar Cerrahisi Hastanesi'nde 1 Şubat 1999 Pazartesi tarihinde saat 56 yaşında vefat etmiştir. 1991 senesinde Devlet Sanatçısı unvanı alan Barış Manço'nun cenazesi için devlet töreni düzenlenmiştir. 3 Şubat 1999 tarihinde üzerinde Galatasaray bayrağı ve Türk bayrağı yer alan tabutu Atatürk Kültür Merkezi'ne getirilerek tören düzenlenmiş ve sonrasında Levent Camii'nde cenaze namazı kılınmıştır. Manço'nun naaşı ise Kanlıca'daki Mihrimah Sultan Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir. Güncelleme Tarihi Şubat 01, 2020 1443Oluşturulma Tarihi Şubat 01, 2020 1046Nice şarkılarıyla birkaç kuşağın hafızasında silinmez bir yer eden Barış Manço, aramızdan ayrılalı tam 21 yıl oldu. 1 Şubat 1999 günü hayata veda eden Manço'nun hayat öyküsünü ve müzik serüvenini hatırlayalım istedik. HÜRRİYET ARŞİV1/18SAVAŞIN BİTMESİ ŞEREFİNE 'BARIŞ'Usta sanatçı, İsmail Hakkı Manço ile Türk müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık çiftinin çocukları olarak 2 Ocak 1943'te, Zeynep Kamil Hastanesi'nde dünyaya geldi. Manço'nun ailesi ilk çocuklarına "Savaş" ismini verirken, İkinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde doğan ikinci çocuklarına ise "Mehmet Barış" ismini vermeyi uygun buldu. Barış Manço'nun daha sonra Oktay ve İnci ismini taşıyan iki kardeşi daha oldu. Anne babası 3 yaşındayken ayrılan Barış Manço, babasının yanında çocukluğunu MANÇO VE KAFADARLARKadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu'nda başladığı eğitimine Galatasaray Lisesi'nde devam eden usta sanatçı, babasının vefatının ardından Galatasaray'dan ayrıldı ve eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamladı. Barış Manço, ilk grubunu 1958'de Galatasaray Lisesinde okurken, "Barış Manço ve Kafadarlar" adıyla kurdu ve ilk bestesini "Dream Girl" adıyla çıkardı. Ünlü sanatçı, müzik hayatındaki ilk konserini de yine Galatasaray Lisesi'nin konferans salonunda GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ"Harmoniler" grubuyla 1962'de ilk 45'lik plağını çıkaran Manço, henüz 19 yaşındayken yayımladığı bu albümde, İngilizce sözlü "Twist in USA" ve "The Jet" isimli iki parçaya imza attı. Usta sanatçı, bu albümün ardından bir yıl sonra Belçika'da bulunan ağabeyi Savaş Manço'nun yanına giderek, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Manço, bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk gibi işlerde VERİLEN NİMETİ KULLANDIMMüzikle bağını koparmayan Barış Manço, bir röportajında kendisini şöyle tanımlıyordu "Barış Manço şarkı söyler, ikincisi çocuk programı yapar, üçüncüsü dünyayı gezer. Bu toplum beni şarkı söylerken tanıdı ve çocuklarla ilgilenirken bir daha tanıdı ve bu arada dünyayı dolaşıp başka insanları anlatan kişi olarak tanıdı. Ben bu dünyaya şarkıcı olarak gelmedim. Benim birinci işim bu değil. Ben düşüncelerimi bu dünyaya aktarmak için geldiğime inanıyorum. Bu düşünceler bazen müzik eşliğinde daha güzel, daha şirin, daha hoş algılanıyor. Onun için bana verilen bu nimeti kullandım."5/18UNUTULMAZ ŞARKILARYabancı müzisyenlerden oluşan "Vahşi Kediler" grubuyla da bir süre çalışan Manço, 1964'te doldurduğu biri İngilizce, ikisi Fransızca üç şarkılık 45'liği Fransa'da yayımlandı. 12 Ocak 1965'te Paris Olympia Konseri'ni veren sanatçı, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in öncülüğündeki "Kaygısızlar" grubuyla 1967'de "Kol Düğmeleri"ni çıkardı. Dönemin aranjman modasına tepki gösteren Barış Manço, "Kızılcıklar Oldu mu?", "Derule", "Kirpiklerin Ok Ok Eyle" gibi türküleri rock'n roll ve twist tarzlarında seslendirdi. "Sychedelic" müzik akımından da etkilenen grup, "Ağlama Değmez Hayat" şarkısıyla başarı PLAK ÖDÜLÜ"Altın Plak" ödülü kazanan bu albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa'ya gitti. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran Barış Manço, 1970'te yurda döndü. Sanatçının 1970'de bestelediği "Dağlar Dağlar" plağı kariyerinde adeta dönüm noktası oldu ve Manço'ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon'un da eşlik ettiği plak, kısa sürede 700 bin YÜZÜNDEN SALDIRIYA UĞRADIDönemin ünlü müzik gruplarından "Moğollar" ile de bir süre çalışan Barış Manço'nun, Anadolu turnesi sırasında otobüsü dinamitli saldırıya uğradı. Manço'nun saçlarının uzun olması dolayısıyla gerçekleştirildiği öne sürülen saldırıda sanatçılar yara almadı. Antalya'da ise müzisyenlerden birinin yabancı uyruklu olması nedeniyle gözaltına alınan Barış Manço, ilk duruşmada serbest EKSPRES GÜNLERİBarış Manço daha sonra Moğollar'la yolları ayırıp "Kurtalan Ekspres"i kurdu. İsmini İstanbul'dan Güneydoğu'ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres'in o yıllardaki kadrosunda Murat Ses, Nur Moray, Celal Güven, Özkan Uğur ve Engin Yörükoğlu gibi müzisyenler vardı. Grupta ayrılıklar yaşanırken Kurtalan Ekspres'e Manço'nun uzun yıllar birlikte çalışacağı Ahmet Güvenç ve Bahadır Akkuzu dahil oldu. Askerliğini yedek subay olarak Polatlı ve Amasya'da yapan Barış Manço, daha sonra Kurtalan Ekspres'le Anadolu turnelerine GİYSİLERİlk yıllarında kısa saçlı olarak sahneye çıkan usta sanatçının Türkiye'de herkesin hafızasına kazınan uzun saçları, otantik kıyafetleri, bilezik, yüzük ve kemerle tasarladığı imajı ile tiyatral yetenekleri oldukça ilgi ROCK ESİNTİLERİBarış Manço, ilk uzun çaları LP "2023"ü, 1975'te çıkardı. "Progresif rock" esintileri taşıyan albümde Cumhuriyet'in 100. yılı anısına bestelediği enstrümantal şarkısı "2023"ün yanı sıra, "Yine yol göründü gurbete", "Yol verin ağalar beyler" gibi şarkılar beğeni topladı. Yurt dışında da başarılı olmayı hedefleyen Manço, Belçika'ya gitti ve 1976'da "Baris Mancho" adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayımladı. "Yeni Bir Gün" albümünü ise 1979'da müzikseverlerin beğenisine sunan sanatçı "Hey" dergisinin, "Yılın Erkek Sanatçısı" ve "Yılın Albümü" ödüllerini aldı. Aynı yıl çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirlerini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışlayan Manço, daha sonra Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs'ta konserler GEÇİRDİ BİR SÜRE SAHNEDEN UZAK KALDIBelçika'daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979'da Edirne'de bir trafik kazası geçiren Manço, bir süre sahnelerden uzak kaldı ve 1981 yılının sonlarına doğru "Sözüm Meclisten Dışarı" albümüyle büyük beğeni topladı. "Gül Pembe", "Ali Yazar Veli Bozar", "Alla Beni Pulla Beni" gibi hit şarkıların yanı sıra en iyi Türkçe sözlü rock şarkılarından "Dönence"yi de barındıran albümün pek çok şarkısı, bir süre TRT'nin denetleme kuruluna takılarak, televizyon ve radyoda ÖN ELEMEYE TAKILDIBarış Manço, 1983 Eurovision Şarkı Yarışması'nın Türkiye elemelerine de "Kazma" adlı şarkısıyla katıldı fakat ön elemeyi geçemedi. Barış Manço daha sonra sonuca karşı, "Benim jürim 50 milyon" diyerek tepkisini dile getirmişti. Halkla kurduğu bağı 1983'te "Estağfurullah Ne Haddimize", 1985'te "24 ayar", 1986'da "Sahibinden İhtiyaçtan" albümleriyle güçlendiren Manço, 1989'da "Darısı Başınıza", 1992'de "Mega Manço", 1995'te "Müsaadenizle Çocuklar", 1996'da "Live in Japan" albümlerini sevenleriyle açtığı yolun yanı sıra şarkı sözleriyle de kültür hayatına önemli katkılarda bulunan Manço, birçok şarkısının son kıtasında, tıpkı halk şiiri geleneğinde olduğu gibi kendi ismine yer verdi. "Modern Çağ Ozanı" olarak adlandırılan ve eserlerinde unutulan değerleri hatırlatan Manço, şarkılarında toplumsal konulara ve ailenin önemine de dikkati ÇAĞLAR İLE EVLİLİKDaha önce kısa bir evlilik yapan Barış Manço, 1979'da Lale Çağlar'la dünya evine girdi ve çiftin "Doğukan Hazar" ve "Batıkan Zorbey" ismini verdikleri iki oğulları oldu. İçindeki çocuğu hiçbir zaman kaybetmediğini ifade eden usta sanatçı, sinema filmi olarak sadece yönetmen Oksal Pekmezoğlu'nun 1975'te çektiği "Baba Bizi Eversene" filminin başrolünde yer aldı. Barış Manço, yaklaşık 15 yıl boyunca planladığı "7'den 77'ye" programı projesini, 1988'de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı ve çocuklara öğütler verdiği "Adam Olacak Çocuk", yaşlılara saygının önemine dikkati çektiği "İkinci Kahvaltı", dünyayı dolaştığı "Dönence" ve Türkiye'yi dolaştığı "Dere Tepe Türkiye" gibi bölümleri olan programı, TRT 1, TGRT ve ATV'de 1988-1998 yılları arasında 10 yıl boyunca her pazar öğleden önce yayımlanarak, güç bir rekora imza OLACAK ÇOCUK" DÖNEMİManço bir röportajında "Adam Olacak Çocuk" programına ilişkin şunları söylemişti "Yaptığım müzikle toplumun çok sesliliğine katkıda bulunmaktan başka bir şey düşünmedim. Türkiye'nin karamsar bir tablosu var ve ben o tabloyu görüyorum. Bütün bu karanlık ve karamsar görüntüye rağmen ben kararımı verdim ve işimi gücümü bırakıp, belki çocuklarımızın daha iyi yetişmelerine katkıda bulunurum diye düşünerek, çocuklara yönelik programlar yapıyorum. Böylece bir kuşağı daha taşımak istiyorum. Sizler benim şarkılarımla büyüdünüz, şimdiki çocuklar da benim onlar için hazırladığım programlarla büyüyorlar. Bir gün 'Bu adam bize program yapardı.' diye hatırlayacaklar. Kan gövdeyi götürürken, hırsızın uğursuzun bollaştığı bir ortamda, çocuklarımız için iyi şeyler yaparak bir kuşağı taşımak konusunda iddialıyım. Bu kuşak büyüyüp kemale erdiklerinde, ülkenin kaderini değiştirmek ve bazı yerlerde bulunmak için ortaya çıkacağım zaten. Allah sağlık, sıhhat verirse..."15/18EKRANIN İLK GEZGİNİ"Türk televizyonlarının ilk gezgini" olarak da gösterilen Barış Manço, 5 kıtada 140 değişik yörede 800 bin kilometreye yakın yol katetti ve 1990'da Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen "Türk-Japon dostluğu" etkinlikleri kapsamında gittiği Japonya'da büyük bir coşkuyla karşılandı. Verdiği konserlerde şarkılarında Japonca sözlere de yer veren Barış Manço'ya "Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası" verildi. Barış Manço, buradaki konser kaydını da "Live in Japan" adıyla yayımladı. Türk dünyası ile de çok iyi ilişkiler geliştiren usta sanatçıya, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov tarafından "Türkmen vatandaşlığı" verildi. Belçika ve Fransa da sanatçıyı birçok kez YAŞINDA SAHNEDE OLACAĞIM' DEMİŞTİİlk albümüne Cumhuriyet'in 100. yılının kutlanacağı "2023" ismini veren Barış Manço, bir röportajında, "Benim birkaç hayalim var 80 yaşındayken elimde bastonum, belki kolumda Doğukan, onun yardımıyla çıkarım sahneye ve senfoni orkestrasına 2023'ü çaldırmak en büyük ideallerimden birisi." TÜRKİYE'Yİ YASA BOĞDUMüzik hayatını anlattığı "40. Yıl" şarkısını besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran şarkılarını yeniden düzenleyerek seslendirdi. Daha önce de tansiyon sıkıntıları yaşayan sanatçı, 31 Ocak'ı 1 Şubat 1999'a bağlayan gece, saat sıralarında ani tansiyon düşmesi sonucu fenalaştı. Ambulansla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi'ne kaldırılan 56 yaşındaki Barış Manço, müdahalelere rağmen cenazesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan törenin ardından Levent Camisi'nden kaldırılarak, Kanlıca Mezarlığı'na YILLIK SANAT HAYATIYaklaşık 40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza atan, ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödüle layık görülen sanatçının ödüllerinin tamamı ise şöyle1980'de "Altın Orfe" Ödülü, 1987'de "Belçika Kültür Elçisi", 1991'de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı", "Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü", 1992'de "Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı" ve "Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı", 1994'te Kocaeli Üniversitesi Barış Diploması, 1995'te Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Türkmen vatandaşlığı, 1995'te Pamukkale Üniversitesinden onursal doktora, 1995'te "Japonya Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası", 1997'de "Belçika Liege Prensliği Onursal Hemşerilik Beratı" Manço, ölümünden iki gün önce stüdyoda unuttuğu bu ceketi almaya hiç gidemedi. Ama şarkılarıyla Türkiye'nin hafızasında silinmez bir yer elde etti. Bazı insanlar vardır hayattayken sevildiği kadar, vefatından sonra da aynı ölçüde sevilir ve anılırlar. Çünkü yaşadıkları süre boyunca öye güzel işler yapmışlardır ki, insanlar her durumda onu yad etmek ve tebessümle anmak isterler. İşte o isimlerden birinden bahsedeceğiz şimdi sizlere... Barış Manço, Türk müziğinde çok önemli bir yere sahip, unutulmaz eserlere imza atan bir sanatçıdır. Bestelediği ve söylediği şarkıların yanında, yaptığı televizyon programları ile de her daim takdir toplamıştır. Barış Manço, Türk müziği için çok önemli isimlerdendir. Kendisinin yaptığı programları, çok satan albümleri, miras bıraktığı anlamlı cümleleri ile birçok nesil yetişmiştir. Vefatının ardından bile günümüzde büyük yere ve öneme sahip olan Manço, şarkılarıyla, filmleriyle hala yaşatılmaktadır. O kadar beğenilen bir sanatçıydı ki şarkılarının bazıları sonradan Arapça, Bulgarca, Almanca, İngilizce, Yunanca olarak bile yorumlanmıştır. Hazırladığı programlarıyla, Dünya’nın çeşitli ülkelerine de ulaşmış ve dünyada “Barış Çelebi” olarak anılmıştır. [renkbox baslik="Ernesto Che Guevara Kimdir? Hayatı ve Eserleri " link=" resim=" renk="siyah" yenisekme="evet"][/renkbox] Savaş sırasında dünyaya geldiği içinse Barış ismi kendisine uygun görülmüştür. Gençlik dönemini, savaştan yeni çıkan bir dünya düzeninde geçiren Barış Manço, müzik eğitimine başlamış ve birçok albüm piyasaya çıkarmıştır. Müzikle uğraşmakla kalmamış, programcılığa ve sinema alanına da el atmıştır. Büyük başarılara imza atan bu özel isim 1999 yılının 31 Ocak gecesinde hayata gözlerini yummuştur. Barış Manço Kimdir? Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde dünyaya gelmiştir. Şarkıcı, besteci, TV programı yapımcısı, söz yazarı ve sinema oyuncusudur. Müziğe başlaması, Galatasaray Lise’sinde olmuştur. Türk rock müziğinin öncü isimlerinden olan Manço, aynı zamanda Anadolu Rock türünün de kurucuları arasında yer alır. Sayısız bestesi, birçok albümü ve buna ek olarak tek sinema filmleriyle çok beğenilmiştir. Barış Manço, 1991 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanını almaya hak kazanmıştır. Barış Manço için Türkiye'nin en aykırı ve en fazla ilgi çeken müzisyenlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle uzun saçlaır, asla çıkarmadığı iri yüzükleri ile hafızalara kazınan sevilen isim, şarkı söylerken kullandığı jest ve mimiklerle de kendine özgü bir tarza sahipti. Barış Manço’nun Hayatı İstanbul'da Rikkat ve Hakkı çiftlerinin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Barış Manço, ilkokula Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulu'nda başlamış, dördüncü sınıfı Ankara Maarif Koleji'nde okuduktan sonra, beşinci sınıfta yine başladığı okula dönerek buradan mezun olmuştur. Daha sonra eğitim hayatına Galatasaray Lisesi'nde devam eden Barış Manço, abisi Savaş Manço ile aynı okula gider. Hatta burada kendilerine "büyük ayı" ve "küçük ayı" diye lakap takıldığı bilinmektedir. Lale Manço ile hayatını birleştiren ünlü müzisyenin Doğukan ve Batıkan adında iki erkek çocuğu vardır. Barış Manço'nun Müziğe Atılması Annesinin bir ses sanatçısı olması, Barış Manço'nun müzikle çok küçük yaşlarda başlamasını sağlamıştır. Öyle ki, 14 yaşına geldiğinde lisedeki arkadaşlarıyla birlikte Kafadarlar, daha sonra da Harmoniler adındaki müzik gruplarını kurar. 1957 yılında babaannesi Nimet Hanım'ı kaybeden Manço, o çok bildiğimiz ve severek dinlediğimiz Gülpembe şarkısını babaannesi için yazmıştır. Liseden mezun olduktan sonra 1963 ve 1971 yılları arasında Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi'nde iç grafik, resim ve mimari konularda dersler aldı. Yurt dışında yaşadığı sürece boyunca .eşitli gruplarda müzik deneyimi yapan ve kendini geliştirmeye başlayan unutulmaz sanatçı, Türkiye'ye döndükten sonra Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile birlikte Kaygısızlar adındaki grubu kurdular. Dağlar Dağlar şarkısı ile büyük çıkış yapan Manço'nun bu albümü beş ay gibi kısa bir süre içerisinde 700 bin satışa ulaştı. Aynı zamanda bu plak ona Altın Plak Ödülü'nü kazandırdı. Bir dönem yine Anadolu rock tarzında müzik yapan Moğollar grubu ile birlikte Kurtalan Ekspres'u kurdu. 1980 yılına geldiğinde başarısı artık yurt dışına taşan Manço, Nick The Chopper ve Ben Bir Şarkıyım isimli eserleri sayesinde altın madalyalar aldı. Barış Manço'nun müzik hayatında yaptığı çalışmalarına ve eserlerine yazımızın devamında yine vereceğiz. Ünlü şarkıcı kendine ait olan 200'den fazla bestesi, 12 altın ve 1 platin ödül ile müzik dünyasında varlığını harika bir şekilde göstermiştir. Söylediği şarkılar halen sevilmekte, özellikle de çocuklar için yaptıkları okullarda bile Barış abinin şarkıları diye tanıtılmaktadır. Barış Manço'nun Vefatı Barış Manço 1999 yılında, 31 Ocağı 1 Şubata bağlayan gece, İstanbul’daki evinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiştir. Önceki yıllarda da kalp rahatsızlığı olan Barış Manço’nun cenazesi, Devlet sanatçısı unvanı olduğundan, devlet töreniyle defnedildi. Töreni birçok kanal canlı olarak yayınladı ve sevenlerinin düşünceleri gün boyu paylaşıldı. Naaşı, önce Atatürk Kültür Merkezi’ne getirildi ve devlet törenin ardından Levent Camisi’nde cenaze töreni yapıldı. Naaşı Mihrimah Sultan Mezalığı’na defnedilmiştir. Ölmeden hemen önce hazırladığı 40. yıl şarkısını besteledi fakat sözlerini yazamadı. Bu şarkının ve birçok şarkının içinde yer aldığı Mançoloji, 1999 yılında çıkartıldı ve 2 milyon üzerinde sattı. 2006 yılında Barış Manço’nun unutulmadığını anlatmak ve anısını sürdürmek için Barış Manço Derneği kurulmuştur. Barış Manço’nun ölümünün ardından Kurtalan Ekspress yeni bir albüm yayımlamış ve iki yıl süresince Manço’yu anma konserlerine katılmıştır. Unutulmaz sanatçı bir röportajı sırasında şu sözleri söylemiştir; "Ayrıca sanatçı olduğumu iddia etmiyorum. Ben öldükten sonra torunlarım ansiklopedilerde Barış Manço’yu sanatçı diye okurlarsa, galiba sanatçı olduğum da tescil edilmiş olacak. Geleceğe ne bıraktığınız önemli. Yoksa insan yaşarken kendi kendine “Ben sanatçıyım” dememeli". Barış Manço'nun Müzik ve Müzik Dışı Çalışmaları Barış Manço ilk klibini Hey Koca Topçu isimli şarkısına 1973 yılında çekmiştir. Klipte, Manço asker kıyafetleriyle karşımıza çıkmıştır. 1980 yıllarına gelindiğinde henüz gelişmemiş bir klip kültürümüz olduğundan Manço, kendi programı için şarkılarını görsel açıdan hareketlendirmeye başladı. En dikkat çekici görseli ise İşte Hendek İşte Deve olmuştur. Can Bedenden Çıkmayınca ve Arkadaşım Eşek şarkılarının klipleri için birçok şehirde gezmiş ve kliplerinde her zaman sosyal mesajlar vermiştir. Şarkıcının klipleri, TRT’nin ardından birçok özel televizyon kanalı tarafından yayınlanmaya başlanmıştır. Ülkemizde 1950 yıllarında Erkin Koray öncülüğünde başlayan, Cem Karaca ve Moğollar gibi ünlü isimlerle devam eden rock müziğinin kurucu isimleri arasında yer alır. Sentezlerden oluşan Anadolu Pop ve Anadolu Rock müzik türleri konusunda da Manço’nun ismi sık sık duyulmuştur. [renkbox baslik="Beyazıt Öztürk Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi " link=" resim=" renk="mavi" yenisekme="hayir"][/renkbox] Manço yaşamına devam ederken müzik çalışmaları kadar, müzik dışı yaptığı çalışmalarla da adını duyurmuştur. 1988 yılında, TRT’de çocuklara ve ailelere yönelik bir eğlence programı hazırlayan Manço, “7’den 77’ye” isimli TV programı ile ününe ün katmıştır. Bu programı 378 bölüm yayınlanarak; Türkiye televizyon tarihinde rekor kırdı. 1975 yılında ilk ve tek sinema filmi olan Baba Bizi Eversene’de başrol oynadı. Bunların haricinde; Adam Olacak Çocuk, İkinci Kahvaltı, Dönence, Dere Tepe Türkiye isimli programları ile de televizyon ekranlarında yer aldı. Barış Manço'nun hafızalarımıza kazınan ve halen severek söylediğimiz şarkılarını şöyle bir toparlayacak olursak; Gülpembe, Dağlar Dağlar, Arkadaşım Eşek, Kol Düğmeleri, Dönence, Gamzedeyim, Can Bedenden Çıkmayınca, Geçti Dost Kervanı, Alla Beni Pulla Beni, Domates Biber Patlıcan, Uunutamadım, Nane Limon Kabuğu, Halhal, Hapşu, Bugün Bayram, Lambaya Püf De, Kara Sevda, İşte Hendek İşte Deve ve Aynalı Kemer olmak üzere daha nice harika şarkıyı seslendirmiştir. Aramızdan 20 sene önce ayrılmış olan Barış Manço, 2 Ocak 1943 İstanbul doğumludur. Müzisyen, şarkıcı ve besteci olmasının yanı sıra, daha bir çok özelliği ile tanınır. Barış Manço Kimdir? Çok iyi bir müzisyen olmasının yanı sıra, ayrıca koleksiyonerlik, ressamlık, aranjörlük, sunuculuk.. vs gibi bir çok özelliğe sahip olan Barış Manço, Anadolu Rock kültürünün ilk örneklerinden bir tanesidir. Galatasaray Lisesinden mezun olduktan sonra, Kurtalan Ekspres isimli müzik grubu ile çalışmalarına başlayan Barış Manço, Türkiye dışında da onlarca ülkede konserler vererek gönüllere taht kurdu. 200'ün üzerinde kendine ait olan bestesi bulunmaktadır. 12 altın ve 1 platin ödül sahibi olmakla beraber, şarkıları farklı dillere de uyarlanarak farklı şarkıcılar tarafından seslendirilmiştir. Barış Manço Hayatı Sunuculuk kimliği ile de izleyicilerin karşısına çıkan Barış Manço 1988 yılında TRT1 'de yayınlanan '7'den 77'ye ' isimli program ile rekorlara imza atarak tüm Türkiye'nin ve çocukların sevgisini kazandı. Bu çalışma Türk televizyonlarının en uzun süren ve başarılı programları arasında yerini almıştır. Kendisi, belgeselcilik yönünden de oldukça derin bilgi sahibi olmakla beraber, 5 kıtada 100'den fazla yeri keşfederek, gezgin kimliği ile de hafızalara kazınmıştır. Yükseköğrenimini Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisinde tamamlayan Manço, aynı zamanda 300'ün üzerinde ödül sahibidir. Barış Manço, 'Mançoloji' ismindeki albümünü sanatseverler ile buluşturamadan, 31 Ocak 1999 gecesi evinde vefat etmiştir. Kadıköy'de bulunan evi, Kadıköy Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülmüştür. 7'den 77'ye büyük küçük demeden herkesin gönlünde taht kurmuş olan Barış Manço, aynı zamanda çocuklara olan büyük sevgisi ile de akıllara kazındı, yapmış olduğu TV programı sayesinde, her hafta farklı yaş gruplarından, onlarca çocuğu ekranla buluşturdu. Birçok ezbere bilinen şarkıya imza atan Barış Manço'nun, en bilinen ve sevilen eserleri şu şekildedir; Gülpembe, Ayı, Can Bedenden Çıkmayınca, Müsaadenizle Çocuklar, Dağlar Dağlar, Bugün Bayram, Gül Bebeğim, Bal böceği, Hatırlasana, Nane Limon Kabuğu, Domates Biber Patlıcan, Beyhude Geçti Yıllar, Benden Öte Benden Ziyade, Güle Güle Oğlum, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, İşte Hendek İşte Deve gibi birçok unutulmaz şarkıya imza atmıştır. barış manço, kariyerinin en başlarında amerika ve avrupa'da yapılan rock müziği türkiye'ye getirmeye çabaladıktan sonra kendi müziğini de yurt dışına duyurmak için çok çabaladı. 1970'lerde türkiye'de ününün zirvesindeyken yıllarını geçirdiği belçika'ya gidip tamamen ingilizce şarkılardan oluşan bir albüm çıkardı. bu albümün adı, sanatçının adının yurt dışında daha kolay söylenebilmesi adına yaratılmış bir varyasyondan geliyordu baris mancho. niye ç'yi "ch" haline getirirken ş'ye dokunmadığını bilmiyorum. ama bildiğim bir şey, manço'nun bu albüme çok emek verdiği ama beklediği karşılığı bulamayınca türkiye'den genç bir rock yıldızı olarak dünyaya açılma hevesinin o anda manço'nun ingilizce şarkı söylemesi sadece 1976 tarihli bu albüme özgü değildibir akrabalarının düğününde bir anlık gaz ile sahneye çıkması kariyerinin ilk performansı olmuştu ve bu düğünde elvis presley'den blue suede shoes ve heartbreak hotel'i söylemişti. 1950'li yılların sonunda kurduğu kafadarlar ve harmoniler grupları ile rock'n'roll ve twist tarzında şarkılar yorumladı. hatta manço, ülkenin twist prensi olarak adlandırılmış ve ilk 45'liklerini farklı twist cover'ları olarak çıkarmıştı. ilk üç 45'liğinden birinde sözü ve müziği manço'ya ait ilk şarkı yer almaktaydı ve dream girl adlı şarkı anlaşılacağı üzere ingilizce'ydi. Kafadarlarmanço, 1963 yazında şişli terakki lisesi'nden mezun olduktan sonra zamanında galatasaray lisesi'nde öğrendiği fransızca'nın da cebinde bulunması ile bir yıl önce bursla belçika'nın büyük şehirlerinden liege'e üniversite okumaya giden ağabeyi savaş manço'nun yanına gitmeye karar verdi ve güzel sanatlar akademisinden kabul aldı. ama müzik kariyerine ara verme gibi bir niyeti de yoktu. avrupa'ya çıktığı gibi kıta avrupa'sının müzikal merkezi olan paris'e gidip, müziğini burada yapmak istedi. bir şekilde yolu fransa'nın ünlü şov insanlarından henri salvador ile kesişti. salvador, karayiplere dayanan kökenlerinden olsa gerek, sıcak kişiliği ve eğlenceli karakteri ile dikkat çekmiş, rock'tan caza, latin'den sambaya birçok müzik tarzında ürün vermiş biriydi. salvador, ilk görüşte manço'dan çok etkilenmedi. daha avrupa'ya yeni çıkmış çocuğun fransızcasının aksanlı olduğunu söyleyip, bir de kilo vermesini öğütledi. bu sözler manço'yu kamçıladı. bir sene boyunca okulda ve harçlık kazanmak için bulduğu işlerde dilini düzeltti. kilo verdi. bir de andre soulac adında bir şair/müzisyen ile tanıştı. soulac, kendisinin menajerliğini üstlendi. 1964'te manço, salvador'un kapısını tekrardan çaldı ve bu sefer her şey yolunda gitti. salvador, o sene kendi plak şirketi rigolo'yu kurmuştu ve manço'yu da ekibine dahil etti. sene sonunda manço, dört şarkılık bir ep yayınladı. kapakta salvador, manço'yu şöyle tanımlıyordu "gençlik, ritim, ateş, mizah, özgün bir yetenek". plakta, jacques denjean'ın orkestrası çalmıştı ki bu isim kariyerinin başında olmasına rağmen o ana dek johnny hallyday ve nana mouskouri gibi ünlü isimlerle çalışma fırsatı bulmuştu. ep'nin ilk şarkısı baby sitter, tamamen manço'ya ait bir eserdi. ufak gırtlak oyunları dışında türkiye'den geldiğini belli edecek bir şeyin olmadığı, eğlenceli bir pop rock şarkısıydı. diğer şarkılar ise dönemin rock şarkılarının fransızca yorumlarıydı. Mevzubahis ocak 1965'te barış manço, fransa'nın en önemli konser salonlarından olympia'da sahne aldıbu konser ülkenin geleneksel müzik olaylarından biri olan musicorama à l'olympia'nın bir ayağıydı. konserin assolisti o dönem türkiye'de her yer kar var ile büyük popülerlik kazanmış belçikalı sanatçı salvatore adamo idi. hatta rahmetli savaş manço'nun dediğine göre adamo, kısa süre önce türkiye'de konserler verdiğinden olsa gerek, o şarkının orijinali olan tombe la neige'e başlarken yanlışlıkla şarkıya türkçe girmişti. konserin ilk bölümünde ise genç yetenekler sahne alma şansı buluyordu. bu yetenekler ria bartok, claude ciari, les missiles, romuald ve bu konserden sadece üç ay sonra lüksemburg adına eurovision'u kazanacak france gall'di. manço da bu yeteneklerden biriydi. manço, sonraki gün sahne alacak johnny hallyday'in orkestrası eşliğinde yeni ep'sindeki şarkılardan söyledi. ancak yine savaş manço'nun anlatımına göre barış manço'nun aksanı dinleyiciler tarafından beğenilmemişti. bu da manço'nun kariyerinde bir dönüm noktası olacaktı çünkü fransızca şarkı söylememe kararı aldı. halbuki aynı ay dönemin önemli müzik mecmualarından salut des copains'de ep'sinin tanıtımı çıkmış ve birkaç ay sonra ep'sinde bulunan iki şarkı iki ayrı 45'lik olarak olarak tekrar piyasaya sürülmüştü. yani manço, yurt dışı kariyerinin tam da hareketlendiği zamanda bir küskünlük yaşamıştı. ama bu demek değildi ki müziği tamamen bırakmıştı... aksine belki de hayatının en verimli dönemlerinden birine adım attıkısa ama dolu dolu geçen fransa macerası ardından manço, belçika'ya geri döndü ve andre soulac ile deli gibi beste yapıp, bunları soulac'ın ses kayıt cihazına kaydederek demolar ortaya çıkardı. amaçları bu şarkıları genç sanatçılara verip, onları yıldız yapmaktı. manço, bu sayede müziğin arka planını öğrenme fırsatı buldu ve birkaç genç belçikalı sanatçı için beste yapıp, plaklarının da prodüktörlüğünü üstlendi bu konuda daha detaylı bilgi için şöyle alalımsoulac, bu kayıtlardan bazılarını yıllar sonra youtube'a yüklendikten sonra müzisyen hakan tuna bunların haklarını alıp yakın zamanda iki toplama albüm çıkardı. 2018'de çıkan golden rollers albümünde, manço'nun albüme ismini veren ve hakkında pek bir bilgi olmayan bir grup ile kaydettiği iki the kinks cover'ı, iki james brown cover'ı, iki yeni fransızca eser ve de manço'nun ilk türkçe bestesi olan seher vakti'nin ilk versiyonu yer alıyordu. 2019'da çıkan manlac blues 9 ise 1965 ve 1966 yılları arasında kaydedilmiş, tamamen orijinal fransızca şarkılardan oluşuyordu. golden rollers'taki iki fransızca şarkının demo versiyonlarının yanında, daha önce hiç duyulmamış, belçika'da başka şarkıcılara verdiği ve daha sonra yayınlayacağı birkaç şarkıyı da içeriyordu. bu şarkıların arasında anlıyorsun değil mi ve bal böceği şarkılarının ilk versiyonları da vardı. haziran 1966'da manço, bir müzik festivalinde yine adamo ve france gall ile sahne alıyorduancak bu sefer şarkıcı olarak değil, o festivalde sahne alan belçikalı şarkıcılar l'alba ve magali michel'in orkestrasının lideri görevindeydi. festivalin ikinci gününde ise les mistigris adlı bir rock grubu çalmıştı. manço, onlarla tanıştı, kafaları çok uyuştu ve beraber çalmaya karar verdiler. lakin manço, yurt dışında fransızca okumaktan çekiniyordu. o yüzden les mistigris ile türkiye'de bir kariyer yapmayı planladı. keza kendisinin olympia konseri ve çıkardığı ep, türkiye'de haber ve gurur kaynağı olmuştu. hatta 1965'te istanbul radyolarında dönemin yeni fransızca plaklarının çaldığı bir programda manço'nun bir şarkısı da çalınmış, programı sunan kişi manço'yu yabancı bir şarkıcı olarak ve adının telaffuzunu yanlış yaparak sunduğunda annesi rikkat uyanık, ayağında terliklerle bir hışım ile radyo binasına gidip yöneticilere bir azar çekmişti. les mistigris'in desteği ile manço, soulac ile yazdığı iki orijinal şarkı, daha önce konserlerinde twist formatında okuduğu kızılcıklar oldu mu'nun fransızca versiyonu ve aman avcı vurma beni'yi yayınladı. les mistigris ile çıkardığı 45'likler, manço'nun fransızca dönemine bir veda oldu çünkü artık kıta avrupa'sı müziğinin lingua franca'sı fransızca değil, the beatles'ın patlaması ile üst üste çok etkileyici gruplar çıkan birleşik krallık sayesinde ingilizce Franca Latince "en yaygın olarak konuşulan dil" anlamına gelir. Ama günümüzdeki anlamı, yabancıların kendi aralarında konuştukları ortak dildir. Örneğin bir Fransız, bir İtalyan ve bir Alman kendi aralarında İngilizce konuşurlarsa İngilizceyi franca lingua olarak kullanmış da manço için yeni bir başlangıç anlamına geliyordufransızcası aksanlı bulunmuştu ama ingilizcesi için bir geri bildirim almamıştı. e zaten ilk plaklarını hep ingilizce yayınlamıştı, bir aşinalığı vardı. bu önemli bir değişiklikti. bir önemli değişiklik daha vardı. manço, artık yurt dışı kadar türkiye marketine de önem vermeye karar verdiği için artık yavaş yavaş türkçe şarkılar ortaya çıkarmaya başlamıştı. bir önemli değişiklik daha vardı tabi. manço, 1967 yılı başında abisi ile hollanda'da ciddi bir trafik kazası geçirdi. bu kaza nedeniyle yüzünden yaralanan manço, estetik ameliyat olmak zorunda kaldı. dudak bölgesinde kalan yarayı saklamak için de bıyık bırakmaya başladı. böylece müziği ile beraber, tipi de daha türkiye standartlarına yaklaşmaya başlamıştı. gerçi aynı dönemde the beatles üyeleri de saykodelik dönemine adım atmış, hint kıyafetleri giyerek bıyık bırakmaya başlamışlardı. dünyada da doğu ve batı arasındaki sınırlar nispeten yıkılıyordu. manço, les mistigris ile son plağında iki blues/rock'n'roll parçası cover'ladı ama bu plak da belçika'da kaydedilse de sadece türkiye'de yayınlanmıştı. les mistigris'in belçikalı olması, manço'nun da türkiye'de kalma konusunda ısrarcı olması nedeniyle grup ile vokalistin yolları ayrıldı. les mistigris zaman içinde evrilerek recreation adını aldı. grup, gitaristinin yerine bir klavyeci alarak manço ile yaptıkları ile alakası olmayan, çok çılgın bir deneysel rock müziği kaydetmeye başladı. işin ilginci bu klavyeci jean-jacques falaise, 1980'lerin ortalarında barış manço'nun klavyecisi oldu, 24 ayar albümünde hem enstrümantalist hem de besteci olarak yer aldı. manço'nun les mistigris sonrası yeni grubu mazhar alanson ve fuat güner'li kaygısızlar oldu. manço, bu dönemde de ingilizce söylemekten vazgeçmedi ve grupla çıkardığı ilk beş 45'liğin hepsinde bir türkçe ve bir ingilizce şarkı kaydetti. bunların ilk ikisi cover olsa da, daha sonra üst üste runaway, trip to a fair ve flower of love adlı orijinal şarkılar kaydetti. bu şarkılar 60'ların psychedelic havasını taşıyan şarkılardı. iyi bir kayıt yapılsa ile ve manço'nun aksanı ve yazdığı sözler üzerinde birkaç oynanma yapılsa akranlarından aşağı kalan pek bir yanı olmayacaktı. ama bu şarkılar da aslında türkiye marketi için kaydedilmişti ve yurt dışında piyasaya bu kaygısızlar döneminde manço, ikinci kez avrupa'da şansını denemeye karar verdi1968 yılının sonunda paris'e giden manço, plak şirketlerine kaygısızlar ile kaydettiği şarkıları dinletti. barclay plak şirketi bu kayıtlara olumlu bir tepki verdi ve manço ile bir anlaşma imzaladı. barclay, bu imzadan dört sene önce timur selçuk'a fransa'da bir 45'lik yapmıştı. yani türk sanatçılar ile bir geçmişi vardı. ancak son anda devreye philips girdi ve manço'nun aklını çeldi. ocak 1969'da kaygısızlar, fransa'ya uçtu ve kayıtlar başladı. grup, repertuarlarındaki ingilizce şarkılar arasından daha önce piyasaya sürülmemiş susanna ile trip to a fair'in yeni düzenlemesi olan fairground şarkılarını kaydetme kararı aldı. bu şarkıları seçmelerinin nedeni doğu motiflerine sahip olmalarıydı. ancak philips, kayıtları dinledikten sonra şarkıları yeterli bulmadığı için bu 45'lik hiçbir zaman yayınlanmadı. belki philips yerine barclay ile anlaşsalardı her şey daha farklı olurdu, kim geri dönüp kaygısızlar ile yollar ayrılınca, manço'nun müziğinde rock'ın sesi biraz kısıldı ve 1970'de bir yüzü daha yerel diğer yüzü daha rock kaydedilen dağlar dağlar'ın yerel versiyonu büyük bir hit şarkı haline gelince manço nasıl bir müzikal tarzda devam etmesi gerektiğini anladı. 1970'lerin ilk yarısında üst üste çıkardığı ve çok tutan 45'liklerle "anadolu rock" diye tanımlayabileceğimiz klasik tarzını oturttu. bu tarzı yaratırken de zaman içinde birçok usta müzisyenin çaldığı grubu kurtalan ekspres'i kurdu. ekim 1974'te ilk uzun çaları 2023'i kaydetmeye başladığında yazdığı eserler progresif ve elektronik dokunuşlar içeriyordu. çıkan ürün, manço'ya has müzikal bir tavır oldu. 1975 yazında albümün kayıtları bittikten hemen sonra da yeşilçam'da da manço'yu görme şansımız oldu. ama ülkede popülaritesinin zirvesinde olsa da belli ki şu yurt dışı işi manço'nun içinde bir ukte kalmıştı. bu nedenle 1976'da manço, kollarını bir kez daha dünya starlığı için sıvadı. Kurtalan Ekspres ve Mançotekrar belçika'ya giden manço, ünlü müzik şirketlerinden cbs ile görüşmeye başladı. cbs, 1970'de moğollar'a bir 45'lik yapmıştı. yani türk müziğine aşinaydı. ayrıca o 45'lik bir liste başarısı getirmese de moğollar, bir sonraki uzunçaları ile fransa'da en iyi albüm ödülü almıştı. manço, zaten bu olaylardan sonra moğollar ile birkaç yıl beraber çalışmıştı. bir de şarkıcının belçika vatandaşı olması, belçikalı gruplarla çalışmalar yapmış olması ve kısa ama güçlü bir fransa macerası olması derken oldukça dolu bir cv'si olduğu ortadaydı. o sene cbs ile dört senelik bir anlaşma imzalandı ve manço, her sene üç adet 45'lik çıkarma sözü verdi. manço'nun prodüktörlüğünü cbs çalışanı jean huysman yapıyordu. o da barış manço'nun avrupa'da ses getirmeye çalıştığı zamanlarda belçika'nın ilk rock'n'roll gruplarından the cousins'te bas çalmış, başarılı bir müzisyendi. anlaşamalar imzalandıktan sonra manço ve huysman, orkestrayı oluşturmaya manço grubu kurtalan ekspres'i yanında belçika'ya getirdi. gitar, bağlama ve tamburda ohannes kemer, perküsyonda celal güven, flütte oktay aldoğan ve davulda caner bora, 2023 albümünde de yer alan ekipti. iki tane de yeni isim gruba dahil olmuştu. bunlardan ilki klavyeci kılıç danışman'dı. diğeri ise gruba bas gitarist olarak dahil olan ahmet güvenç'ti. güvenç, bu albüm ile gruba öyle bir dahil oldu ki halen kurtalan ekspres'i devam ettiriyor. bu sadakate gerçekten şapka çıkarılır. Ahmet Güvençkurtalan ekspres'in yanına ise huysmans'ın o dönem prodüksiyonlarında çalışan george hayes'in orkestrası eklendi. huysmans ve hayes, o dönem do you love me single'ı ile avrupa'da bir hit yaratmış pop şarkıcısı sharif dean ile çalışmaktaydı. hayes'in orkestrası üflemelilerden yaylılara, piyanolu, gitarlı ve davullu, yani tam teşekküllü bir büyük orkestrasıydı. zaten albümde de düzenlemelerin ne kadar büyük büyük olduğu da dikkat çekiyordu. albümün en ilginç isimleri ise geri vokallerde yer alan dream express grubuydu. bu grubun üyelerinden stella ve patricia maessen kardeşler endonezya kökenli hollanda vatandaşlarıydı. üçüncü bir kardeşleri ile hearts of soul adlı bir grup kurmuşlardı. 60'larda ünlü ingiliz şarkıcı dusty springfield'e geri vokal yaptılar. 1970'de ise hollanda'yı eurovision'da temsil edip altıncı oldular. sonra stella ve patricia belçika'ya geldi ve yanlarına iki vokalist alarak "dream express" adını aldı. tesadüfen kurtalan ekspres ile uyumlu bir ad seçen grubun ilk çalışmalarından biri baris mancho albümü oldu. albüm uğurlu gelmiş ki bir sene sonra dream express, bu sefer belçika'yı eurovision'da temsil etti. yine yedinci olmuşlardı. ama hikaye burada da bitmedi. stella, 80'lerde solo çalışmaya karar verdi. 1982'de düzenlenen eurovision'da belçika'yı bu sefer tek başına temsil etti ve dördüncü oldu. stella bu kadar cabalarken eurovision birinciliği kardeşi patricia'ya nasip oldu. 1986'da 13 yaşındaki sandra kim, j'aime la vie ile belçika'nın ilk ve tek eurovision birinciliğini getirirken patricia maessen, kim'in geri vokallerinden biriydi. ancak grubun en bahtsızı da o oldu çünkü sadece 44 yaşındayken kalp krizi geçirip hayatını kaybetti. dream express'in diğer iki vokalistinden biri olan anita meyer de 1981'de why tell me why şarkısı ile hollanda'da altı hafta liste başı olmuştu. yani çok sağlam bir vokal desteği manço'ya sunulmuştu. Maessen solda.1. Little Darlin' We'll Be Kissing e artık albüme bir dalalım. albümün açılışını `little darlin' we'll be kissing` yapıyor. sadece albümün ilk şarkısı değil, ilk single'ı ve klip parçası da. yani albümün ağır topu. albümün boyunca göreceğimiz doğu-batı sentezini başarı ile yapan bir şarkı. çat diye başlayan şarkının kemanlarından çıkan sesler ve manço'nun vokalindeki nameler anında oryantal bir hava katıyor. ayrıca nakaratlarda alttan alttan gelen, nakarat sonrası yer alan enstrümantal pasajda ise oldukça önde olan bağlama da dikkat çekiyor. öte tarafta üflemeliler ve dream express'in vokalleri acayip avrupai. ayrıca şarkının hızlı temposu ve elektro gitarın küçük dokunuşları da şarkıya bir rock havası katıyor. şarkı, kısa, tempolu ve vurucu. barış manço'nu kaleminden çıkan sözler basit, konu klasik. barış manço da son kısımda şarkının arasında fransızca ve ispanyolca atarak biraz şov yapmış da denebilir. çat diye başlayan şarkı, çat diye de bitiyor. bence bir beklentileri arttıran bir başlangıç. bu şarkının dağda bayırda izzet öz tarafından çekilmiş siyah beyaz bir klibi var. kurtalan ekspres'in yanında dream express'e playback yapan "posta kutusu" adlı geri vokal grubu var. bu kişilerden biri ahmet güvenç'in baldızı lale çağlar. kısa süre sonra kendisi barış manço ile evlenip lale manço olacak. bir diğeri de bizimkiler dizisinde sarhoş cemil'in karısı sevim'i oynayan sabriye kara'ymış. ama asıl değinmemiz gereken bir başka klip daha var. bu klipte barış manço, o dönem normal olsa da bugün baktığımızda problematik görülen blackface yapmakta. aslında bu klip, trt için çekilen bir programın bir kısmı. bu playback öncesinde barış manço, siyahi versiyonu ile sohbet ediyor ki o dönemin imkanlarına rağmen başarılı bir iş çıkarmışlar. bu sohbette siyahi karakterin barry mcmonroe adlı amerikan sanatçı olduğunu ve manço'nun programına konuk olup little darlin''i söylediğini öğreniyoruz. manço'nun kendine has mizahı ile süslü bu mizansen sanatçının ne kadar farklı bir kafada olduğunu gösteren önemli bir örnek. bu klipte ohannes kemer'in olmaması da ayrı bir not. belli ki yeni bir gitarist aradıkları dönemde bu kayıtlar Lonely Man albüme lonely man ile devam ediyoruz. eser aslında onlarca versiyonu olan geleneksel bir ağıtın manço yorumu. ilk olarak 1968'de kaygısızlar eşliğinde bebek adıyla sade bir düzenleme ile kaydedilmişti ama taa o zamandan bu şarkı yurtdışında sunulmak isteniyordu. kim olduğu hakkında hiçbir bilgi olmasa da o dönem manço'nun ingilizce şarkılarının çoğunun sözlerini yazan felicity rhodes-sen'un sözleri ile şarkı lory olarak kaydedildi. ama bu eser istendiği gibi yurtdışında değil, sadece manço'nundünden bugüne adlı toplama uzunçalarında yayınlandı. o şarkıda alakasız duran "lory", bu versiyonda daha mantıklı bir şekilde bu kelime olan "lonely"'ye, nakarat da "i'm a lonely, lonely man"'e çevrildi. görkemli bir düzenleme yapılmış. ilk şarkıdaki sentez bu şarkıda bir adım daha ileri götürülmüş. bir ağıt olduğu için zaten bestesi anadolu kokarken, nakaratta ohannes kemer yine bağlamayı konuşturmuş. kıtaların ikinci bölümünde yaylı tamburu da usulca çalmakta. öte yandan bas gitar ve elektro gitar aslında çok funky. davulun da dur-kalk ilerleyen çok tatlı bir ritmi var. bunlara ara ara duyduğumuz trombon ve dream express'in vokalini ekleyince çok sağlam bir altyapı ile karşı karşıya kalıyoruz. vokalleri ve yerel enstrümanları çıkardığında ağır tempoda ilerleyen güçlü bir dans müzik altyapısı beliriyor. hatta kemanlarla şarkıya görkem üstüne görkem atılmış. sözler bu sefer manço tarafından yazılmasa bile oldukça basit. çocukken kuruduğu hayallere ulaşınca bunların boş olduğunu anlayan yalnız bir adamın ağzından yazılan sözler herkese hitap ediyor. farklı bir tat. ilk şarkının enerjisinden sonra daha oturaklı sözler ve müzik dinlemek, tempoyu çok düşürmeden daha yerel motifler sunmak kötü fikir değil. sadece biraz fazla tekrar ediyor. artık kaç kez "lonely" deniyor bilmiyorum. bu şarkının da bir trt kaydı var bu klipte neredeyse bütün şarkı boyunca manço ve vokal grubu "posta kutusu"'nu izliyoruz ki kurtalan ekspres'e biraz ayıp Old Paulin' albümün üçüncü şarkısı old paulin' albümün geri kalanına göre çok farklı çünkü hiçbir türk motifi içermeyen, düz bir pop rock şarkısı. bunun da nedeni söz ya da müziğe manço'nun elinin değmemesi diyebiliriz. şarkının yazarı jonathan glemser, manço'nun 1970'de ingiltere'de tanıştığı bir gitarist. zamanında hey dergisi,manço'ya referans vererek glemser'in the yardbirds ilk gitaristi olduğunu söylemiş ama böyle bir şey yok. manço, glemser ve iki arkadaşı ile kaygısızlar sonrası iki 45'lik çıkarmıştı. bunlardan birisi meşhur dağlar dağlar'dı. sonra glemser, ingiltere'ye döndü ve orada iki farklı grupta çaldı. sonra da piyasadan kayboldu ama bu albüm önce bir şekilde manço ile iletişime geçmiş ki bu şarkı albüme girmiş. şarkı, orta tempoda giden, sürprizsiz bir eser. elektro gitarı çok hoş çalınmış. dream express yine şarkıya enerji katıyor. manço'nun aksan sıkıntısı biraz öne çıkıyor. anadolu melodileri içeren şarkılarda aksan olayı çok göze çarpmasa da daha batılı durum. farklı. "old paulin'" tam olarak ne demek biraz muamma bu arada. orijinal tracklist'te "little darlin'"in altında olduğu için yanlışlıkla paulin' olarak yazıldığını düşünüyorum. keza "old pauling" diye bir şey yok. google'a "old paulin" yazınca da sadece bu şarkı çıkıyor. ancak ingiltere'deki st. john's okulu mezunlarına "old pauline" deniyormuş. alaka var mı bilinmez. ama bu şarkının konseptine bakınca "old paulin" bir pub ya da kulüp gibi durmakta. "old paulin" tabiri, pub ve kulüpler, orada dans etmeler, eğlenmeye gitmeden yemek paylaşıp şarap içmeler, "the bridge was burning" ile londra köprüsüne yapılan gönderme, şarkının yazarının ingiliz olması, şarkının içinde "kraliçe" kelimesi geçmesi derken çok britanyalı bir şarkı. ama sanki bu albümde, bu vokalle tam da olması gerektiği gibi Lucky Road lucky road ise manço'nun en batılı eserlerinden biri yine yol göründü gurbete'nin ingilizcesi. konusu ve müzikal özü ile country bir hava taşıyan şarkı, ilk olarak 2023 albümünde yayınlanmıştı. benim orijinalini çok sevdiğim bir şarkı. türk rock müziğinin belki de en iyi gitar introsuna sahip. devamı da benzer kalitede. çok da usulca yorumlanmış aslında. sanki manço, belli bir ses seviyesinin üstüne çıkmak istememiş. davul sakin. slide gitar ve flüt rahatlatıyor. ama daha rock bir düzenlemeye de müsait bir eser. manço da bu batılı havası ve rock'a yatkınlığını göz önüne alarak şarkıyı bu albüme almış. gerçi güzelim şarkının düzenlemesini bu sefer de çok dolu dolu, nefes aldırmayan bir hale sokmuşlar. davul zaten daha hızlı çalınmış. bas gitar bol bol nota basıyor, hızlı hızlı akor çalan akustik gitar çok belirgin, geri vokaller zaman zaman manço'ya destek oluyor, zaman zaman onunla karşılıklı atışıyor. aslında lucky road tek başına ya da albümün içinde dinlendiğinde, bu dediklerim çok sıkıntı değil. yine eğleniyorum. ama türkçe ve ingilizce versiyonlarını alt alta dinleyince 2023'teki düzenlemenin sadeliği bir ayrı güzel. söz olarak felicity rhodes-sen, yol temasını korusa da gurbete gitmek yerine, hayat yolculuğuna çevirmiş. neden olmasın Emerald Garden bir sonraki şarkı da yine bir manço şarkısının ingilizce yorumu. nazar eyle, emerald garden olmuş. "lucky road", tüm kalabalık düzenlemesine rağmen, global bir albüme konulmak için iyi bir tercihti. adaptasyonu da iyiydi. emerald garden için aynı şeyi maalesef diyemeyeceğim. şarkıya nakarat bulamayıp "doo doo doo du doo du doo, emerald garden da du dı dı de doo di da" gibi şey uydurmaları kulağa hiç hoş gelmiyor. kıtalar da bir garip. hiçbir kafiye uyumuna kafayı takmamışlar. mesela ilk kıtada "mountains", "honey jar", "kindle", "with me", "crystal wind" diye biten mısraların birbirleri ile bir uyumu yok. bu hayranı olmadığım sözleri de yukarıda bahsettiğim jonathan glemser yazmış bu arada. gerçi ben bu şarkının orijinal versiyonunun da büyük hayranı değilim ama en azından yöresel, eğlenceli bir müziği var. emerald garden'da da bu etniklik bir yere kadar korunmuş, yine bağlama ve kaşık duyuyoruz. ama sonuçta emerald garden'ın olayı klasik tarzda bir orkestranın bir türk melodisi çalıyor olması. bu düzenleme şarkının özünden bir şeyler götürüyor. e sözler de ingilizce olunca ve nazar eyle'deki gibi bir öykü anlatılmayınca şarkının espirisi gidiyor. belki hiç türk müziği bilmeyen biri için çok otantik gelebilir ama benim için orijinalini ileri Nick The Chopper sırada bir barış manço klasiği olan nick the chopper var. tamamen ingilizce olan bir şarkının en kült manço şarkılarından biri olması hep ilginç gelmiştir. belki herkes değil ama manço müziğine bir miktar aşinalğı olanlar bile nick the chopper'ı bilir. bunun en büyük nedeni herhalde bu albümün türkiye'de nedense "nick the chopper" adı ile çıkmış olması. böylece o dönem manço dinleyenler ve dinlemeyenler bu ismi öğrenmişlerdi. bir de tabi manço'nun en bilinen özelliklerinden biri hikaye anlatıcılığı. ingilizce bilmeyenler bile o dönem manço'nun ormanları doğrayan bir adamın başına gelenler temalı bir hikaye anlattığını öğrenmişlerdi. keza manço da bu şarkıyı çok öne çıkarmıştı. mesela 1980 tarihli disco manço albümünde albümün adına yakışan bir düzenleme ile şarkı yorumlamıştı. hatta içine bir miktar türkçe söz de eklenmişti ama konu ile alakası yoktu. bu son olmadı. 1990'larda da dönemin tırnak içinde rock gruplarından af'a bu besteyi verip yine tamamen alakasız türkçe sözler yazmış ve şarkıyı evelallah yapmıştı. manço, son çalışması olan mançoloji albümüne, içine az biraz evelallah katılsa da, bu şarkıyı eklemişti. tabii bir de melodisi var ki çok eğlenceli, akılda kalıcı. bu albümdeki versiyon hem funky hem etnik. bu dinleyişte şunu fark ettim şarkı ingilizce olmasına rağmen manço'nun tüm vurguları, aksanı, nameleri herhangi bir türkçe manço şarkısı gibi. yani dikkatsiz dinlesen yabancı dilde söylendiğini anlamazsın. bu tabii şarkının memleket içinde tutmasına katkıda bulunsa da yurt dışında kabul görmesine engel oldu. buna engel olan başka bir şey de sözleri. bu şarkının da sözleri tamamen manço'ya ait. çok çocuksu sözleri olan şarkıda kirli, pasaklı, hiç yıkanmayan, hiç evlenmemiş bir adam ormandaki ağaçları kesiyor. bir gün tüm ormanı kesip zengin olmak istersen ağaçlar birden canlanarak onu öldürüyor. sözler çok iyi değil ama artık kült hale Tell Me Old Man 2023'te yer alan aşık veysel 'in uzun ince bir yoldayım yorumu, bu albümde tell me old man olarak yorumlanmış. sözler direkt çeviri değil ama şarjının orijinalindeki bilgelik bu şarkıda da var. bunu da çok beğeniyorum. felicity rhodes çok iyi iş çıkarmış. dream express'in geri vokalleri bana esen bir rüzgarı hatırlatıyor. bu da veysel'in anadolu kokan melodileri ve rhodes'in bilge sözleri ile birleşince çok iyi bir atmosfer yaratıyor. zaten şarkı da rüzgarın nereden gelip nereye gittiğini sorgulayarak başlamakta. ayrıca george hayes'in yaylı düzenlemesi de şarkıya çok yakışmış. bir yandan uzun ince bir yoldayım'ı farklı sanatçılardan artık binlerce kez dinlediğim için şarkıya biraz tepkisiz kalmaktayım ama bu yorum bu şarkının başarılı versiyonlarından biri. yurtdışındaki dinleyiciye sunulduğunu da unutmamak lazım. bence bu sunumu da başarı ile yapmakta. tabii orijinal versiyonun düzenlemesinin sadeliği burada kaybolmuş ama en azından çok da aşırıya Blue Morning Angel blue morning angel, albümün orijinal bestelerinden biri ve bunlar içinde herhalde en çok sevdiğim bu. çok hoş bir ritmi var. üflemeliler çok iyi kullanılmış. arada bağlamanın çaldığı ufak melodiler şarkıya çok yakışmış. müzikal olarak çok pozitif ve mutluluk verici bir atmosferi var. diğer şarkılardaki müzikal kalabalığı burada hissetmiyorum. her şey tadında geliyor. sözler çok hoş. hayata güzellik katan bir meleğin karşısında bir türlü yolunu bulamayan, dünyası tepe taklak bir adamı anlatıyor. "blue morning angel" tabiri de hem yaratıcı, hem tatlı, hem de akılda kalıcı. manço'nun performansında hiçbir falso yok. hatta son tekrarda hafiften gülerek söylediği "yes, i say" kısmına hastayım çünkü böyle eklemeler sanki manço'nun ana dili ingilizceymiş ya da yıllarca sadece ingilizce söylemiş hissiyatı verdiriyor. keşke bu şarkının üstüne bir daha yüklenselermiş. hatta tam üç dakikalık süresiyle eurovision şarkısı bile Lady Of The Seventh Sky geldik lady of the seventh sky'a. bazı sanatçıların epik eserleri vardır ya diskografisindeki diğer şarkılardan çok farklı, bir miktar deneysel ve iddialı olur. barış manço için bu kategoride akla gelen ilk eser dönence ama benim için "lady of the seventh sky" da o kategoride. bunun bir nedeni elbette bestenin alındığı 2023 adlı enstrümantal manço şarkısı. adını manço'nun ilk uzunçalarına veren bu şarkı, kardeş şarkısı kayaların oğlu ve devam şarkıları olan 2024 ve 2025 ile manço'nun en deneysel projesi oldu. isim olarak türkiye cumhuriyeti'nin 100. yılından esinlenmesi ve "kayaların oğlu"ndaki sözlerle bu konuya üstü kapalı değinmesi de ayrı bir görkem unsuru. "lady of the seventh sky" konu olarak daha farklı ancak "yedinci gök" konusu başlı başına mistik bir olay. "yedi", evrensel olarak tanrı ile özdeşleştirilen bir sayı. birçok dinde göğün yedi kat oluşundan bahsedilir. kuran'da da farklı değil "böylece onları iki evrede yedi gök olarak yarattı, her göğe işlevini ilham etti" fussilet suresi, 12. ayet, "yedi göğü ve yerden de onların benzerlerini yaratan allah’tır" talak suresi, 12. ayet ve "görmediniz mi, allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?" nuh suresi, 15. ayet. yedinci göğün kadını da herhalde olabilecek en mükemmel kadın. ancak herhangi bir kadın değil. şarkının sözlerinde zamandan öte bir karakter görüyoruz. "milyon yılların anılarını zihnime dökersin" ve "yüzyılların içinde yankılanan berrak sesin zihnimi doldurur" gibi sözler ile düz bir aşktan öte bir ilişkiden bahsediliyor. bir de bu kadının gizemi ve bir anda ortaya çıkıp ortadan kaybolması var. tüm bunlar şarkıyı daha da epik hale getiriyor. aslında bu sözler de felicity rhodes-sen'e ait ama eminim ki manço ile bir istişare olmuştur. müzikal olarak şarkının başlığında da sıkça belirtildiği gibi bir king crimson - epitaph havası var ama çalıntı demek ağır kaçar. şarkı bir kadın hakkında olunca kadın vokallerin en öne çıktığı düzenleme de bu şarkıya uygun görülmüş. dream express, neredeyse manço'dan rol çalmış. zaten "see me, oh can't you see who i am" kısımlarını solo söylemekteler. bas gitar ayrıca mükemmel. güvenç, şarkıyı dümdüz çalmak yerine ana melodiden ayrı takılan ama onunla uyum içinde olmayı sürdüren çok iyi bas gitar rifleri yazmış. mikste de enstrümanın hakkını vermişler. barış manço'nun vokaline de laf yok. şarkının sonunda dream express "lady of the seventh sky" derken, manço'nun araları "oh my lady" diye doldurduğu anlarda şarkıcının sesi çok duygulu. her yönü ile çok iyi eser. 1979'da almanya'da çıkan sarı çizmeli mehmet ağa albümünde bu şarkının kısaltılmış bir enstrümantal versiyonu 2024'e eklenerek sunulmuş. aynı melodinin 2025 şarkısında da kullanıldığını belirtmek Ride On Miranda albümün kapanışını bir başka orijinal şarkı olan ride on miranda yapmakta. bu şarkının söz ve müziği manço'ya ait. şarkı, albümün en rock düzenlemesine sahip. koyu bir ritim gitarın üstüne farklı gitarları bend'lerle ağlattıkları bir düzenleme yapmışlar. şarkının ortasında sağlam bir gitar solosu da var. manço'nun vokali gereksiz yankılı olsa da diğer parçalara göre daha sert. eğer manço'nun rock yüzünü seviyorsanız, bu şarkıya bayılacaksınız. bu şarkıyı dinlerken şunu düşündüm türkiye'de "anadolu rock"çı olarak tanınan ve fransa/belçika dönemlerinde de amerikan tarzı rock'n'roll yapan manço'nun bu rock yüzünü bu albümde bu şarkı dışında görmek zor. hatta kendisine bir tarz yakıştırmak zor. bu kimliksizlik konusuna döneceğim. sonuç olarak atmosferi çok "heavy" duran şarkının sözleri de sert. intihar edecek ya da bir düelloya giden bir adamın arkasından olan yetişmeye çalışıp, geç kalan miranda adlı bir hanımı anlatıyor. sözleri manço yazdığı için yine bir sadelik söz konusu. zaten şarkının çoğu tekrardan oluşmakta. bir de yine aksan, vurgu ve kelimeleri yutma gibi vokal sıkıntıları yaşanmakta. bunlar özellikle ana dili ingilizce olan ya da iyi ingilizce bilen hedef dinleyici için sıkıntı olsa da memleketten baktığın zaman "ya adam o zamanlar neler yapmış" dedirten bir eser. bu güzelim şarkıyı hayır adıyla 1989'da dümdüz bir pop şarkısına çevirip yayınlamak da ayrı başarı Dragon Fly albüm aslında burada bitiyor ama dragon fly'a da değinmeden olmaz. dragon fly, bu albüm için kaydedilse de albüme girmedi ancak 2000'de albüm yeniden cd formatında yayınlandığında albümün sonuna yerleştirildi. manço'nun el yazımı tracklist'inde yanına au revoir diye not düşülmüş. ama bu notun tarihi aralık 1976. yani barış mancho albümü yayınlandıktan sonra. belli ki şarkıyı bir ara albümün türkiye'de 1977'de çıkacak versiyonuna koymayı bir ara düşünüp vazgeçmişler. bu el yazımı notta şarkı sıralamasının da albümlerden farklı olması başka bir ilginç not. şarkı, vals ritminde ilerleyen, klasik müzik etkisinin belirgin olduğu, oldukça sakin bir eser. sözleri de doğada yatan birinin güneşe uçan kız böceğini izlemesini anlatıyor. yani müziğe uygun bir şekilde yumuşak sözleri var. ortasında bir anda tamamen kemanların çaldığı çok hoş bir melodi giriyor. o da herhalde uçan böceğin hareketlerini simgeliyor. şarkı, albümün genel görkemine pek uymadığı ve çok daha uysal kaldığı için dışarı kaldı herhalde. ama dragon fly, bu albümün belçika ve türkiye versiyonlarına dahil edilmese de 2000'den önce aslında gün yüzü gördü. 1979'de çıkan manço'nun ikinci albümü yeni bir gün, bir kelebeğin yaşam öyküsü adlı 40 saniyelik bir enstrümantal şarkı ile bitiyordu. bu beste aslında dragon fly'ın yukarıda bahsettiğim enstrümantal bölümünün flüt ve bas gitar ile biraz daha tempolu çalışmasından ibaretti. aynı yıl çıkan ve yukarıda bahsi geçen "sarı çizmeli mehmet ağa" toplantısında ise dragon fly tamamen yer aldı. hatta daha da fazlası vardı. "bir kelebeğin yaşam öyküsü" dragon fly'ın introsu yapılmıştı. sonra dragon fly tamamen çalıyordu. bitince "bir kelebeğin yaşam öyküsü" bir kez daha çalıyordu. sonra ise başka hiçbir yerde olmayan kılıç danışman'ın vangelisvari solo keyboard solosu sonrası manço'nun "la la la"larından oluşan dragon fly'ın son tekrarı bir kez daha çalıyordu. bu versiyon "dragon fly 'n high" olarak adlandırılmıştı. aynı versiyon daha sonra 1980'deki disco manço'da da yer mancho ismi nasıl barış manço anlamına gelmesine rağmen daha farklı gözüküyor ve tınlıyorsa, baris mancho albümü de barış manço müziğini yansıtmaya çalışmasına rağmen çok ciddi farklılıklar içeriyor. kökleri anadolu rock'a dayanan şarkılar, bambaşka bir hedef kitleye, çok daha farklı bir biçimde sunulmakta. şimdi daha önce değindiğim konuya geri döneyim albümü hangi janraya dahil etmeli? pop desen, fazla orkestral kaçıyor. schlager desen, o kadar eski ve geleneksel değil. biraz funk ya da disko öğeler var ama tüm albümü taşımıyor. etnik öğeler var ama bir moğollar kadar türk müziğini yabancı kulaklara taşıma amacı yok. bu müziği kim dinleyecek peki? o dönem ingiliz gençliği progresif rock dinlemekte. öte yanda boney m avrupa'da diskoyu popüler hale getirmekte. yılların bee gees'i ve dönemin en enerjik pop grubu abba diskodan etkilenen eserler vermekte. progresif rock'ın soğukluğu ve diskonun parıltısından iğrenenler çalmayı bilmeseler bile ellerine enstrümanları alıp punk yapmaya başlamışlar. yani manço'nun bu albümünün alıcısı yoktu. gurbetçiler de türkçe sözlü müzik dinlemek isteyince pek fazla satış rakamlarına ulaşılamadı. manço, albümün tanıtımı için 1976-1977 yılları arasında çalışmalar yaptıbelçika'da televizyon programlarına katıldı, dergilere çıktı. o dönemin mecmualarına göre afrika'dan bir ilgi gördü ve oraya bir açılım yapmak istedi. ama bu gerçekleşmedi. bu mecmuaların iddia ettiği gibi albüm listelerde birinciliği de zorlamadı. hatta listelere girdiğine dair bir kanıt bile göremedim. 1977'de albüm nick the chopper olarak memlekette de yayınlandı. aralık 1977'de manço, ingiltere'nin meşhur rainbow sahnesinde konser verdi. aslında tamamen ingilizce bir repertuar ile bu albüm üstünden geçmek isteseler de ciddi bir türk göçmen seyirci kitlesi ile karşılaşınca türkiye'deki şarkılarını da bu konserde yorumladı. hasta hasta çıktığı konser sonrası ingiltere'de birkaç plak şirketi manço ile iletişime geçse de bir sonuç zaman zaman yurt dışına göz kırpmaya devam etti1981 tarihli sözüm meclisten dışarı albümünde eski şarkısı susanna'yı şehrazat olarak yorumladı. 1985'te kayıtlarını belçika'da yaptığı 24 ayar albümünde ise you and i adlı ingilizce bir eserin yanısıra la casa della mamma tulipano adlı italyanca bir şarkı söyledi. bunun yanında eski şarkısı il arrivera'yı iki kez yeniden kaydetti ve farklı toplamalarda piyasaya sürdü. ancak bunlar manço'ya yurt dışında bir başarı getirmedi. ancak manço'nun ısrarcı olduğu yurt dışı arzusuna olumlu yanıt ilginç bir şekilde 1990'larda japonya'dan geldi ama bu da tamamen başka bir yazı konusu...3,5/5 verdim en iyi anlatan şarkılar emerald garden, blue morning angel, nick the chopperbu yazıda geçen şarkıları ve manço'nun yurt dışı macerasını anlatan ya da ona ilham veren şarkıları buradan dinleyebilirsiniz Tarkan'ın Come Closer Albümüyle Biten Yurtdışına Açılma Planları Neden Tutmadı? Sezen Aksu'nun Düğün ve Cenaze Albümüyle Biten Yurt Dışına Açılma Planları Neden Tutmadı? İçeriğin içinde Sözlük yazarı purplesome'ın açıklayıcı entry'sini kullandık

barış manço ingilizce hayatı kısa